Bize Ulaşın

shape shape

En Tatlı Zehir

Kavanozların içinde tüketilmeyi bekleyen bembeyaz kristalleri gören inanır mı sağlıksız olduğuna? Ben çayıma, kahveme şeker koymuyorumla başlayıp ama tatlıyı çikolatayı çok severimle biten cümlelerin kahramanı şeker! Aslında baktığınızda karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan kimyasal bir molekül karbonhidratlar. Meyvenin içinde fruktoz olarak, çayın içinde sükroz olarak, sütün içinde laktoz olarak, en sevilen tatlılarda ise glikoz olarak karşımıza çıkıyor.

Şeker pancarı deposu İç Anadolu Bölgesinde oldukça yoğun şeker fabrikaları. Şeker kamışından ve şeker pancarından üretimi gerçekleştiriliyor. Oldukça yüksek kalorili ve sindirimi çok kolay şekilde karşımıza çıkıyor. Bağırsaklardan emilme hızı yaklaşık 15-20 dakika olunca kan şekerini hızlıca yükseltme ve sonrasında düşürme eğilimine sahip. Çocukluk çağı obezitesi ile ilgili yapılan bir araştırmada her gün alınan şekerin yarısının işlenmiş yiyeceklerden geldiği bulunmuştur. Yani maalesef sadece evdeki şeker kavonozlarını kaldırmak çocukları ve yetişkinleri korumak için yeterli değil. İşlenmiş şeker bulunan paketli ürünlerden de uzak durulmalı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre günlük tüketilmesi gereken maksimum eklenti şeker 25 gramı geçmemelidir.

Etiketlerde yer alan gizli şekerler;

-GLİKOZ ŞURUBU

-MISIR ŞURUBU

-YÜKSEK FRUKTOZLU MISIR ŞURUBU

-SÜKROZDEKTROZ

-FRUKTOZ

-ELMA SUYU KONSANTRESİ

-ÜZÜM SUYU KONSANTRESİ

İşlenmiş şeker eklenen ürünlerin etiketlerinde sadece şeker görmeniz gerekmez. Şeker yerine geçen farklı maddeler de olabilir. Yukardaki eklentilerin de olup olmadığını mutlaka kontrol etmelisiniz.

Gelelim şeker türlerine!

Soframızda kristal halinde gördüğümüz şekerler şeker kamışının parçalanması ve suyu buharlaştıktan sonra tortularının ayrılması ile elde edilir. Ben beyaz şeker kullanmıyorum diyenlerin esmer şekeri ise aslında şeker kamışı melasıyla boyanmayla ortaya çıkar. Beyaz şekerden daha masum olduğu ise maalesef doğru değil. Kalori değeri ve kan şekerini etkileme durumu beyaz şeker ile aynıdır. Yüksek fruktozlu mısır şurupları son dönemde oldukça fazla gündeme gelen ve zararları üzerine oldukça fazla konuşulmuş bir grup olarak karşımıza çıkıyor. Ucuz olması nedeniyle paketlenmiş besinlerde şeker yerine oldukça fazla tercih edilmektedir. Bir de eklenti şeker içermez yazılı besinlerde tatlandırmak için kullanılan bal var. Evet çiçek özütünden elde edildiği için daha masum ama şekerli bir sıvı olduğu için tüketim miktarına dikkat etmek oldukça önemlidir. Son dönemin oldukça popülerlerinden akçaağaç şurubu ise Türkiye’de yavaş yavaş tanınmaya başlayan bir tatlı sıvıdır. Antioksidan yönünden ve mineral açısından oldukça zengin olan akçaağacın aynı zamanda sindirim ve bağışıklık sistemi üzerinde faydalarına dair araştırmalar yapılmaktadır. Düşük glisemik indeksli olması ile diyabet hastalarında daha güvenli bir tercih olabilir. Agave ise Meksika kökenli bir bitki ve şurubu çıkarıldığında oldukça tatlı bir sıvı olarak karşımıza çıkıyor. Glisemik indeksi düşüktür diyebiliriz fakat agave şurubu ile ilgili dikkat edilmesi gereken nokta şekerinin yaklaşık %90’ının früktoz yapısında olması ve früktozun glikoza göre çok daha hızlı şekilde yağa dönüşmesidir. Hindistan cevizi şekeri ise içerisinde yer alan öz suyundaki suyun buharlaştırılmasıyla elde edilen bir şekerdir. Hindistan cevizi şekerininin içeriğine bakıldığında çoğunluğu sofra şekeriyle aynı yapıdadır.  İçeriğindeki lif hindistan cevizi şekerinin kana karışım hızını yavaşlatan bir faktördür ve bu nedenle hindistan cevizi şekerinin glisemik indeks değeri sofra şekerinden daha düşüktür. Fakat glisemik indeksin düşük olması ile vücuda giren şeker miktarı arasında bir bağlantı yoktur. Bu yüzden hindistan cevizi şekerinin sofra şekerinden üstün olduğunu kanıtlayacak çalışmalar yoktur.

Şekerin türü her ne olursa olsun fazla tüketildiğinde tam bir zehir!

Fazla şeker tüketimi obezite başta olmak üzere diyabet, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon gibi pek çok kronik hastalığa da neden olmaktadır. Aynı zamanda kan şekerini hızlıca yükseltmesi ve insülin salınımını arttırması ile iştah metabolizmasına etki ederek yeme isteğini arttırmaktadır. Fazla miktarda tüketilen şeker vücutta yağ olarak depolanmakta ve bu görünen yağlar dışında iç organ çevresinde de yağlanmaya sebep olmaktadır. Şeker yemek sizi mutlu ediyor mu, evet. Çünkü şeker tüketimi beynin ödül merkezini uyararak bağımlılığa neden oluyor ve daha fazla yemeye yönlendiriyor. Araştırmalara göre ise bu bağımlılıktan kurtulmak oldukça zor. Çünkü psikolojik olarak huzursuzluk, depresyon gibi yoksunluk belirtileri çekmeniz muhtemel hale geliyor. 1 ay gibi kısa bir süre içerisinde yüksek miktarda şeker ve doymuş yağ tüketen kişilerin; hafıza testlerinde daha kötü bir performans gösterdikleri ortaya konulmuştur. Bu da şekerin kısa vadede hafızaya zarar verdiğini gösterir.

Hamilelikte şeker tüketimine dikkat!

Yapılan bir çalışmada annenin hamilelik sürecinde tükettiği şekerli besinlerin, çocuğun ilerleyen zamanlardaki yiyecek tercihlerini etkilediği de gösterilmiştir. Çocuklar, anne karnı dahil olmak üzere, ne kadar erken yoğun şekerli tatlarla tanışırlarsa, ilerleyen senelerde de bu tatları tercih etme ihtimalleri o kadar artıyor.

Şeker tüketimini azaltmak için;

-Paketli ürünlerde mutlaka etiket okuyun.

-Tatlı isteğinizi uygun porsiyonlardaki meyveler ile bastırmaya çalışın.

-İşlenmiş ve paketli ürün tüketimini mümkün olduğu kadar azaltın.

-Egzersiz yapmaya özen gösterin.

-Evde veya iş yerinizde paketli ürünleri bulundurmayın.

-İyi bir uyku düzenine sahip olun.

-Tatlıların neden olduğu yüksek glisemik indeksi dengelemek için süt ürünlerinin tüketimine dikkat edin. 

Yeni Asır Linki: https://www.yeniasir.com.tr/sarmasik/2020/09/13/en-tatli-zehir