Tiroid Ve Florür İlişkisi
Flor, insan sağlığında önemli rol oynayan bir elementtir. İçme suyu, insanlarda uzun süreli florür maruziyetinin ana kaynağıdır. İnsan sağlığını korumak için, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), içme suyunda uluslararası standart florür limitini 1,5 mg/L olarak belirlemiştir. Bu değer aynı zamanda Avustralya, Kanada, Hindistan ve Avrupa Birliği dahil olmak üzere diğer birçok ülke için de üst sınırdır. Florür maruziyeti sadece içme suyu ile değil aynı zamanda çay, florlu su ile yapılan içecekler, işlenmiş besinler, diş ürünleri, takviyeler, ilaçlar ve florür içeren diğer ürünlerden de oluşabilir.
Florür, aşırı tüketildiğinde insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle endişe vericidir. Aşırı florürden kaynaklanan sağlık etkileri sadece diş ve iskelet dokusunda değil; kalp, karaciğer, böbrek, mide-bağırsak mukozası, akciğer ve beyin gibi dokulara yayılabilmekte ve etkileri görülebilmektedir. Çünkü tiroid, florür biriktirme yeteneğine sahiptir. Bazı çalışmalar, kronik florür maruziyetinin tiroid guatrına neden olabileceğini ve tiroid hormon sentezini etkileyebileceğini bulmuştur. Ayrıca endemik florozisin ve endemik tiroid guatrlarının genellikle aynı bölgede görüldüğü belirtilmiştir.
Bir endokrin bozucu olarak florürün tiroid fonksiyonuna olumsuz etkisi yapılan çalışmalarla gösterilmektedir. Sudaki florür konsantrasyonlarının daha yüksek olmasıyla daha yüksek tiroid uyarıcı hormon (TSH) değerlerine yani tiroid fonksiyonunun daha fazla bozulmasına sahip olma eğilimi gözlenmiştir. Artan su tüketimimize bağlı olarak artan florür alımı ile artan TSH arasındaki bir ilişki ile tutarlıdır. Florürün insanlarda tiroid hormonlarını özellikle TSH ve T3’ü 0.5 mg/dL’den düşük konsantrasyonlarda bile etkilediği bulunmuştur. Örneğin popülasyona dayalı bir çalışma, sağlıklı kişiler tarafından yüksek flor içeriğine sahip uzun süreli içme suyu tüketiminin, yüksek TSH üretimi ve azalmış T3 konsantrasyonunda ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Daha yüksek su florür konsantrasyonları ayrıca yetişkinler arasında hipotiroidizm teşhisi olasılığının arttığı gösterilmiştir.
Ayrıca iyot eksikliği, tiroid hormonu üretiminin azalmasına katkıda bulunabilir ve florürün olumsuz tiroid etkilerini dengeleyebilir. Bu durumda yeterli iyotun sağlanması florürün tiroid üzerine etkileri açısından oldukça önemlidir. Örneğin normal beslenme durumu ve optimal iyot alımı olan çocuklarda uzun süreli 3 ppm altındaki florlu içme suyu (0.02 -1.4 ppm) alımının tiroid fonksiyonu üzerinde etki göstermedi. Çin’de yürütülen bir başka çalışmada ise, her ikisi de 0,8 mg/L’de florlanmış olmasına rağmen, su iyot düzeylerinin düşük olduğu bir toplulukta yaşayan bireylerde, yeterli su iyot düzeyine sahip bir topluluktakilere göre %40 daha yüksek diş florozu prevalansı bulmuştur.
Çözüm yolu olarak ise yüksek içme suyu tüketimi olan tiroid bozukluğuna sahip hastalar için standart ev tipi su arıtma sistemleri (ters ozmoz, elektrodiyaliz, aktif karbon filtre gibi) uygulanması önerilir. Su arıtma sistemleri, tiroid fonksiyonlarına müdahale eden florürün giderilmesine ve tiroid üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasına yardımcı olabilmektedir.