Bize Ulaşın

shape shape

Yaz Saati Uygulamasının Sirkadyen Ritme Etkisi

 

     Uzun yıllar boyunca mart ayının sonu hepimiz için saatleri yaz saatine göre yeniden ayarlamak demekti. Ancak ülkemizde 2016 yılından itibaren kalıcı yaz saati uygulaması yapılmaktadır. Söz konusu uygulama enerji tasarrufu ve halk sağlığını olumlu etkilemek amacıyla yapılmaktadır. Günümüzde ülkelerin yaklaşık %40’ı gün ışığından daha verimli yararlanmak ve enerji tasarrufu yapmak amacıyla sadece yaz dönemlerinde yaz saati uygulaması kullanmaktadır.

Kalıcı Yaz Saati Uygulaması Nedir ?

      Bu uygulama ile 2016 Mart ayında saatler bir saat ileri alınarak, 15 derece kadar doğu boylamların saatleri kullanılmaya başlanmıştır ve devam edilmektedir. Gün ışığından daha fazla yararlanıldığı söylenilen bu uygulamada, aslında havanın aydınlık olduğu toplam süre artmamakta, aydınlıkta geçirilen zaman dilimi değişmektedir. Yaz saati uygulaması ile gün doğumu bir saat gecikmekte, aynı şekilde güneşin batışı bir saat ileriye kaymaktadır. Günün erken aydınlanmış olduğu ilkbahar ve yaz aylarında bu uygulama aydınlıkta geçirilen süreyi arttırmaktadır. Örneğin saat beşte doğan güneş, yaz saati uygulaması ile saat altıda doğmakta, böylece genelde uykuda geçirildiği düşünülen güneşli zaman dilimi, karanlıkta bırakılıp, akşam saatlerine kaydırılmaktadır. Böylece aktif ve uyanık olunan 18.00-19.00 saatleri arasının aydınlık olması sağlanmaktadır. Ülkemizin doğu illerinde yerel zamana yakın bir zaman dilimi kullanıldığı için bu bölgeler yıl boyunca bu durumdan en az etkilenen yerler olmaktadır. Fakat batıya doğru gidildikçe özellikle büyük şehirlerde kalıcı yaz saati uygulaması kış aylarında sabah karanlıkta uyanan ve akşam saatlerinde de karanlıkta yollarda olan bireylerle karşılaşmaya neden olmaktadır. Bu durumun trafik, psikoloji, enerji tüketimi, kamu güvenliği gibi pek çok konuda olumsuz etkilerinin olduğu düşünülmektedir. Peki bu uygulamanın vücudumuza ne gibi etkileri vardır gelin hep birlikte inceleyelim.

Araştırmalar Ne Söylüyor?

     Yaz saati uygulamasına geçişin uyku üzerindeki etkilerini araştıran bir çalışmada bileğe takılan cihazların kullanımıyla, sağlıklı yetişkinler 10 gün boyunca 2 yılda da izlenmiştir.  Her iki yılda da yaz saati uygulamasına geçişten sonra hem uyku süresinin 1 saat, hem de uyku verimliliğinin %10 azaldığı tespit edilmiştir.

     40 lise öğrencisi ile yapılan başka bir çalışmada da yaz saati uygulaması ile gece uykusu süresinin 32 dk azaldığı ve gündüz uykularında artışın olduğu tespit edilmiştir. 

Beden Saatimiz Ve Saat Dilimleri

     İnsan fizyolojisi üzerine yapılan çalışmalar, dünyanın hem mevsimsel, hem de aydınlık-karanlık döngüsünün vücudumuz etkilediğini göstermektedir. Bu durum vücudun iç saati olduğunu bizlere göstermektedir. Vücut iç saati olarak nitelendirilen sirkadyen ritm, küçük saat değişikliklerinden etkilenebilmektedir. Sirkadyen ritmin bozulması durumunda vücudun doku, hücre ve hatta moleküler düzeyinde de değişiklikler olmaktadır. Son bulgular sirkadyen ritmin, DNA hasar ve tamirinde de etkili olduğunu, kanser oluşma ve iyileşme mekanizmalarında da rol aldığını bizlere göstermektedir.

     Sirkadyen ritm üzerinde en çok güneş ışığı etkili olmaktadır. Özellikle sabah gün ışığı ile aydınlanan bir ortamda uyanmak sirkadyen ritm üzerinde oldukça olumlu etki sağlamaktadır.      Gün ışığının olmadığı zamanlarda kullanılan yapay aydınlatmalar ise sirkadyen ritmin üzerinde olumlu etki sağlamamaktadır. Yaz saati uygulaması ile vücudun güneşten yararlanımı değiştiği için bu uygulamanın sirkadyen ritme uygun olmadığı düşünülmektedir. Kalıcı yaz saati uygulaması sirkadyen ritmin olumsuz etkilenmesine neden olabilmektedir.  Öğrencilerde öğrenme güçlüklerine, riskli erişkin gruplarda çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Özellikle sabah saatlerinde trafik ve iş kazalarının artmasına da neden olabilmektedir. İnsanın fiziksel ve ruhsal iyilik halinin korunabilmesi için doğal aydınlık-karanlık döngüsüne uygun bir sistem uygulanmalıdır.