Diyabet yani şeker hastalığını günümüzde o kadar kanıksadık ki neredeyse her ailede bir diyabetli olmasına rağmen tehlikenin farkında değiliz. Sağlık bakanlığının düzenli periyotlarla yaptığı TURDEP (Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans) çalışmaları ülkemizdeki diyabet görülme sıklığı hakkında bizlere ışık tutmaktadır. Öyle ki 2010 yılında yapılan TURDEP-II çalışmasına göre ülkemizde diyabet prevalansı %13,7 olarak açıklanmıştır. Yani her 100 kişiden yaklaşık 14’ü diyabet hastasıdır. Durumun ciddiyetini biraz daha iyi anlamak için Uluslararası Diyabet Federasyonunun (IDF) 2019 yılında yayınladıkları Diyabet Atlası verilerine baktığımızda  Türkiye %11.1 görülme sıklığı ile Avrupa bölgesinin lideri konumundadır. Bu veriler ışığında ülkemizde diyabet hastası olanların sayısı 9 milyon kişinin üzerindedir. Üstelik TURDEP-II sonuçlarında diyabet hastalarının %45’i diyabetli olduğunun farkında dahi değildir. Üstelik 2019 yılında hayatımıza giren Covid-19 pandemisi diyabet hastaları için risk faktörü olarak kabul edilmiştir. Durum böyle olunca da yeni diyabet tanısı konulan hastalar bu hastalıkla nasıl mücadele edeceklerini araştırmaya başlamıştırlar.

3 DİYALİZ HASTASINDAN 1’İ DİYABETLİ

               Diyabeti hafife almak ve geçmişte yapılan hataları tekrar etmek diyabet nedeniyle başka hastalıkların meydana gelmesine neden olmaktadır. Çünkü kan şekeri kontrolünü elinizde tutamazsanız yüksek kan şekeri seviyeleri zamanla göz, kalp, beyin ve böbrek fonksiyonlarını bozmaktadır. Öyle ki ABD’de bulunan diyaliz hastalarının %33’ü diyabet nefropatisi nedeniyle diyalize girmektedirler. Bu durum diyabetin ne kadar ciddi bir hastalık olduğunu gözler önüne sermektedir.

DİYABETİ SİZ YÖNETİN!

Size güzel bir haberimiz var her ne kadar diyabet çok ciddi sorunlara yol açabilse de hayat tarzı değişiklikleri yapıldığında diyabetle birlikte yaşamak gayet kolaydır. Üstelik yapılan hayat tarzı değişiklikleri ile diyabetin diğer organların fonksiyonlarını bozmasından korunabiliriz. Sizleri diyabete karşı koruyacak hayat tarzı değişiklikleri;

• Düzenli doktor ve diyetisyen kontrolü çok önemlidir. Doktorların vereceği medikal tedavi mutlaka diyetisyen tarafından verilen diyet ile desteklenmeli ve uygulanan tedavi yöntemini asla aksatmamalısınız.
• Kan şekerini hızlı yükseltecek olan düşük posalı ve glisemik indeksi yüksek besinlerden (örn,şerbetli tatlılar, beyaz ekmek….vs) uzak durun, bunların yerine hayatınıza yüksek posalı ve glisemik indeksi düşük besinleri (sütlü tatlılar, tam tahıllı ve esmer ekmekler…vs) ekleyin.
• Diyetisyen eşliğinde karbonhidrat sayımını mutlaka öğrenmelisiniz. Bu durum özellikle insülin kullanan hastaların hayatlarını kolaylaştıracaktır.
• Öğünlerinizi ve ilaçlarınızı atlamayın. Çünkü öğün atlamak kan şekerinizin düşmesine (hipoglisemi), ilaçları atlamak kan şekerinin yükselmesine (hiperglisemi) ve ilaçları fazla almak ise kan şekerinin düşmesine (hipoglisemi) neden olmaktadır.
• Fazla kilosu olan diyabet hastaları mutlaka diyetisyen eşliğinde ağırlıklarının %5-10’unu 6 ayda vermelidirler.
• Alkol tüketiminden kaçının çünkü alkol kan şekerinizin düşmesine neden olabilir.
• Evde kan şekerinizi, kan ketonunuzu ve kilonuzu takip etmeyi mutlaka öğrenmelisiniz.
• Düzenli egzersiz hayatınızın bir parçası olmalı ancak aşırı egzersiz nedeniyle hipoglisemi yaşayabileceğinizi unutmayın. Bu nedenle mutlaka profesyonel destek alın.
• Ev dışında veya yolculuklarda, yanlarında taşımak üzere yolculuk süresine göre bir seyahat çantası hazırlayın.
• Bayılma gibi acil durumlar için diyabet hastası olduğunuzu belirten bir not veya bilezik taşıyın.
• Sigaradan uzak durun.