Geçirdiğimiz 12-18 aralık haftası okullarda öğrencilerin evden getirdiği yiyecekleri paylaşması ile kutlanan Yerli Malı Haftası idi. I. Dünya Savaşı sonrasında ülkemizde yaşanan ekonomik sorunlardan dolayı toplumsal farkındalığı arttırmak için Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında İzmir’de toplanan kongrede yerli ürün üretiminin ve tüketiminin desteklenmesi yönünde kararlar alınmış ve 1949 yılından itibaren de bu hafta Yerli Malı Haftası olarak kutlanmaya başlanmıştır.

      Özellikle çocuklarda yerli ürün tüketimi bilinci oluşturmak için okullarda Yerli Malı Haftası etkinlikleri gerçekleştirilir. Öğrenciler ülkemizde yetişen meyve, sebze ve kuruyemiş gibi besinleri veya annelerinin evde hazırladığı yaprak sarması, kısır, kek, börek, çörek gibi atıştırmalıkları okula götürür, arkadaşları ile paylaşırlar. Öğretmenler de yerli malının önemini anlatırlar. Hem bilgilendirici hem de eğlenceli bu etkinlikler uzun yıllardan beri yapılır. Sizler de evlerinizde çocuklarınızla bu akşam yerli malı gecesi düzenlemeye ne dersiniz ?

      Yerel ürün tüketimi ve üreticinin desteklenmesi oldukça önemlidir. Yerel üretim desteklenmezse tarımda yerli tohumların giderek azalması riski ile karşılaşabiliriz. Yerli ürün tüketimi dünyamız ve sağlığımız için oldukça önemlidir. Ürünlerin uzak mesafelerden gelmesinin engellenmesi ile karbon ayak izi oluşumunu azaltabiliriz. Yerel üretim; kültürel değerleri, çevreyi ve biyolojik çeşitliliği korumamıza yardımcı olur. Aynı zamanda daha lezzetli, besleyici değeri daha yüksek ve daha ekonomik olan besinlere ulaşma imkanı sağlarız.

      Üzerinde yaşadığımız topraklardan çıkan ya da bu topraklarda üretilen her şey ekonomimize can katar. Sofranıza gelen bir ürünün kendi topraklarımızda yetişiyor olması sizlere de güven hissettirmez mi? Bu konuda hepimiz çok şanslıyız. Ülkemizin coğrafi konumu ve iklimi nedeni ile tür çeşitliliği oldukça fazla. Amasya’nın elmasından Aydın’ın incirine kadar çok çeşitli ürünler ülkemizde yetişebilmekte.

      Birleşmiş Milletler ve Tarım Örgütü’nün açıklamalarına göre, dünya nüfusunun ilerleyen yıllarda giderek artmasını bekliyoruz. Bu artışla birlikte besin ihtiyacı da artıyor. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için üretim arttırılmalıdır. Bu konuda özellikle tarım ve hayvancılıkta yerli üretimin desteklenmesi, ülkemiz için ilerleyen yıllarda büyük kazanımlar getirecektir. Ülkemizde kendi coğrafyasına has pek çok ürün yetiştirilebiliyor. Bu avantajı kullanıp yerli ürünlerin desteklenmesi, tanıtılması ve değerlendirilmesine dikkat çekmek istiyorum. Yerel ürünlere sahip çıkmamız geleceğimizi koruma altına alacaktır.

      Sizlere beni mutlu eden bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Ülkemizde 2022 yılının ilk sekiz aylık sürecini değerlendirmek için yapılan NielsenIQ araştırmasında Türkiye’deki tüketicilerin yüzde 62'sinin kendi bölgelerindeki yerel/yöresel işletmelerden, yerel olarak üretilmiş ürünleri satın almayı tercih ettiği açıklandı. Ayrıca tüketicilerin yüzde 65'inin mümkün olduğunca yerel markaları desteklediği de kaydedildi. İlerleyen dönemlerde bu oranı daha da arttırmak ve aynı zamanda üretimi de bu yönde desteklemek yeni hedefimiz olmalı.  Bu konuda ben ne yapabilirim diyorsanız önceliğiniz besin israfını önlemek olmalı. Bu çevre kirliliğini de önemli derecede azaltacaktır. Ayrıca bir ürün satın alırken nerden geldiğini, kimin ürettiğini ve bu aşamada hangi yöntemlerin kullandığını da sorgulamalısınız. Eğer sürdürülebilir ve yerel kaynaklardan satın alma oranımız artarsa, pek çok firmayı da sürdürülebilir ve yerli üretim uygulamalarına yönlendirebiliriz. Yerli üretimin artması halinde yerel ekonomilerin gücü de artar ve bu durum kırsaldan kentlere göçü azaltır. Ayrıca yerelin güçlenmesi ile daha uygun fiyatlara ürün temin etme imkanımız gelişebilir. Üretimin artması mahsullerin çoğalmasını sağlayacağı için birim başına ürün fiyatlarında da önemli bir düşme yaşanır. Bu nedenle eğer geleceğinizi düşünüyorsanız alışveriş yaparken yerel ürünlere öncelik vermenizi tavsiye ediyorum. Emin olun pişman olmayacaksınız J